Çocuklarımız Dağ Oldu!

بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Bitkisel hayatta gençlik. Sadece gençlik değil aslında anne ve babalar da komada. Beyin ölümü gerçekleşmiş insanların. Komadaki hastaya ancak serum verilir, gözünü açarsa çorba verilir, biraz su.Kendine gelirse az yemek. Birkaç gün sonra yanına pilav ayran. Derken çok zaman sonra sofra kurulur önüne.
Durumlar aynen böyle. İnsanlara bir şey anlatamıyoruz. Alttan almak zorundayız. Çünkü komada, anlamıyor. Namaz diyoruz abdestten haberi yok, oruç diyoruz bakıyor gençlik boş boş. İçleri boşaltılmış, görünüşleri güzel dağ armutları yetişiyor. Farkında mıyız? Anne kızına ‘namaz kıl’ diyor kendi kılmıyor. Baba oğluna öğüt veriyor kendi söylediklerinin hiçbirini yapmıyor. Çocuk örnek alacak ama örnek alınacak davranışları ebeveynde bulamıyor. Suya düşen çocuk arkadaşına sarılıyor. Artık nasip… Arkadaş iyi ise ne ala kötü ise yandı gülüm keten helva. ALLAH c.c. ‘Medrese medrese gerisi vesvese’ diyen mübarekten razı olsun. Medresede bir avuç çocuk var da yine ümitle bakıyorum geleceğe.Okullar okul değil, kitaplar kitap değil. Bir okul çıkış saatine denk gelmemek için yolumu değiştiriyorum sokaklarda. Ağlayasım geliyor okuldan çıkan o çocukların hallerine. Biliyorum hepsinin içi boş, ruhu alınmış, imanlar sıkıntıda.

Kırk yaşından sonra internet ile tanışan ana babalar iyice zıvanadan çıktı. Geçenlerde dolmuşa bir kadın bindi. ‘Ooo bilmem ne bey’ dedi adamı tanıyor. Hemen oturdu yanına, koyu bir muhabbet… ‘Senin hanım nasıl ?’dedi. ‘ Gerçi facebooktan takip ediyorum hep geziyor’ dedi kadın. Adam ‘ben de seni takip ediyorum sende ondan aşağı değilsin’ dedi. Hahhahaha kahkahalar… Sanki yer yarıldı da yerin dibine ben girdim. Elin adamı elin kadınını takip ediyor , hahaha ne komik! Bunlar ana baba da bir de evlat yetiştirecek. Senin evladın bunun evladı ile arkadaşlık edecek ve ne öğrenecek? Faturası cehenneme kesilen sınırsız muhabbet!
Gençleri internete teslim ettiğimiz için dağ oldular. Bakarsan bağ bakmazsan dağ olur çünkü. Otsuz ağaçsız verimsiz topraklar…
Çocuklar elinizde kitap görsün, tesbih görsün.Tüm gün tv karşısında oturan, ağzı küfürlü, bol gıybetli kokuşmuş anneler olmayın. Tek derdi mobilya olan, eltisiyle yarışan, kaynanası ile didişen, kocasına hırlayan kadınlardan olmayın. Anne mühim şey. Anneleri kurtarırsak nesiller kurtulacak. Babayı düzelten de anne, çocuğu yetiştiren de anne. Anne tv başında çürürse çocuk internet başında kokar, baba sokakta coşar ee balık da baştan kokar. Küçükken veremediklerinizi sonradan vermeye çalışırsanız bünyelere ağır gelir. Hazımsızlık her hastalığın sebebidir. Buluğ çağına kadar mini etek giyen kızınızın bir gün içinde tesettüre girmesini beklemek veya beş vakit namazını kılmasını hayal etmek tıpkı hiçbir alt yapısı olmayan, temeli sağlam atılmamış bir bina gibi her depremde sallanmaya, belki de ilk depremde yıkılmaya mahkumdur. Sonuç altı kaval üstü şeşhane tesettürlü kardeşlerimiz sokaklarda, bilinçsiz, amaçsız ve başıboş… Anne yetiştiren anneler… Baba yetiştiren anneler… Nesiller annelerin elinde. Anneler kendini toparlamazsa yoğun bakımda beyin ölümü gerçekleşmiş sakat çocuklar bakacaklar ömür boyu. Hem dünya hem de ahiret hayatını mahvettiğiniz, ruhları hasta çocuklar. Her an katil olmaya meyilli, her an kötü yola gitmeye hazır. Çocuklar ziyan oluyor anneler. Silkelenip kendimize gelme zamanı. Bugün söz verin ne kadar eksiğim varsa tamamlayacağım. Yavruma iyi bir örnek olacağım. Namaz ise namazı kılacağım, tesettür ise tesettürü layıkıyla yapacağım ve  gıybet ise gıybetten de vazgeçeceğim. Elimizde Kur’an, dilimizde zikir ve dua ile kurtaracağız gençliği. Taze kan vereceğiz, suni teneffüs yapacağız. Toprağı gübreleyip ağaçları aşılayacağız ve bakacağız. Göreceğiz ki dağlar bağa dönüşecek. Ağaçlar çiçek açıp çeşit çeşit meyve verecek. Biiznillah  başaracağız. Teheccüdde buluşup gözyaşı dökeceğiz. Olacak inşaALLAH …

H. Şafak